Ads 468x60px

Pages

4 Ağustos 2010 Çarşamba

New York Caddeleri ve Günlük Hayat


New York gezimizi bir o yana bir bu yana koştura koştura bir yerlere gidip gelerek bitirdik sonunda. New York'a gidip de görülmesi gereken yerleri bundan önceki yazılarımla uzun uzun anlattım size.Yürümekten harap olmama rağmen, her yeri gördüm güzel vakit geçirdim diyebilirim.Sadece ünlü Broadway Muzikalleri'nden birine katılamadım. Buna da inşallah bir daha gidersek o zaman katılırım.

Çoğu insan New York'u İstanbul'a benzetir.Aynı kalabalıklık, aynı trafik, aynı kozmopolitlik. Her milletten insan,rengarenk billboardlar, restorantlar, alışveriş dükkanları ilk göze çarpanlar.

New York'da hemen hemen her dükkanda göreceğiniz sözcüklerden biri “Sale”yani indirimdir. Müşteri çekmek için sokak satıcıları bile zaman zaman "Sale" yazılı tabelaları arabalarının üzerinde taşırlar. O kadar çok ürün o kadar çok rekabet alanı var ki, müşteri çekmek için ne yapacaklarını bilemiyorlar. İndirimlerin sezonu olduğu gibi haziran-ağustos ve aralık-şubat ayları, özel gün ve saatleri de var. Buna göre alışveriş planınızı kurabilirsiniz.

Siz de benim gibi alışveriş yapmayı sevenlerdenseniz New York da ucuz-pahalı alınabilecek çok şey bulursunuz. Özellikle kıyafet alışverişi yaparken çok mutlu olacağınızı söyleyebilirim.Düşünün, siz large bedensiniz ve bakıyorsunuz small beden size çok rahat oluyor,bundan daha güzel bir şey olabilir mi :) Yani kıyafet alma işini kendinize özgüven sağlama işi olarak da görebilirsiniz.


Cadde üzerinde bizim japon pazarı tarzında dükkanlara benzeyen yerlerden çok uygun fiyatlara New York yazılı tişörtler ve bilumum hediyelik eşyalar satın alabilirsiniz.Elektronik eşya satan dükkanlarda, hiç görmediğiniz modellerde cep telefonları, kameralar, bilgisayarlar görebilir ve Türkiye'de alabileceğiniz fiyattan daha uyguna alırsınız.Bunun yanında şöyle çok şık, kaliteli birşeyler alayım derseniz, Fifth Avenue üzerindeki bir birinden gösterişli mağazalara girip, ufak bir gece çantası için $1000'a yakın bir parayı gözden çıkarmanız gerekir. Bu kentte her türlü lüks mevcut.



NY da cadde boyu ilerlediğinizde çeşitli restaurantlar karşınıza çıkar.Amerikan Kültürü'ne özel bir yemek yok.Özellikle Japon,Çin, Meksika, İtalya ve Hint yemekleri pişiren restaurantları hemen hemen her caddede ve çok sayıda görmeniz mümkün. Bunun yanında fast food kültürü Amerika'da almış başını gitmiş durumda.Porsiyonlar ise bizdekilerin iki katı kadar.Bütün bunları görünce Amerikalıların obezliğinin nereden kaynaklandığını çıkartabiliyorsunuz.Öyleki ,yemek almak için arabadan inip bir iki adım yürüyerek kalori yakma diye de bir şey yok.Arabanın içinden sipariş verme-alma olayı Amerika'da çok yaygın.Büfeler ve sokak satıcıları da bu anlamda büyük hizmet veriyorlar.

Türk yemekleri yemek isterseniz, Dervish Restaurant 45. caddede 7. sokak üzerinde. Ben aylardır hayalini kurduğum, tatlı krizlerimde adını sayıkladığım künefeyi burda yedim. Güzelmiydi derseniz, ehh künefe isteğimi biraz hafifletti diyebilirim sadece. Fiyatlar çok pahalı (NY için normal ama), 2 künefe için 40 dolar verdik. Ha Türkiye'deki sıcaklığı ve hizmet kalitesini bulabildiniz mi diye sorarsanız yanıtım tek kelime: Hayır. Garsonların çoğu Türk olmasına rağmen, Türklere karşı  Amerikalılardan daha soğuklar.

New York, şehir planı bakımından çok düzgün bir şehir. Nereye gitmek istediğinize karar vermeniz yeterli. Şehir içerisinde gezmek için en iyi 2 yöntem var, yürümek ve metroyu kullanmak. Otobüse ya da taksiye de binebilirsiniz, ama zaman zaman adım adım ilerleyen trafikte beklemek ve fazla bir ücret ödemek istemezsiniz sanırım.

Metrodan bahsetmek istiyorum size.New York metrosu çok karışık.Bir hattan inip diğer hatta geçiyorsun sonra tekrar iniyorsun, biniyorsun..Devamlı yerin altındasın.Özellikle iş saatleri çok kalabalık, sıkış sıkış. Farklı dil konuşan yüzlerce insanla bir metroya binmeye de, katlanılıyor artık. Doğru hattı bulmak da hiç kolay değil, bir hattan diğer hatta geçmek için bayağı bir yürünüyor. Eşimin yön bulma yeteneği ve analitik zekası sayesinde hiç kaybolmadık ama. :)

                                                          Metro içindeki streetperformers


     Metro bileti 2 dolar. 7 gün sınırsız kullanabilen metro kartı ise 25 dolar. Metro kartınız bir de  metro  haritanız varsa her şey tamam.NY'un altını üstüne getirebilirsiniz.


Yukarıdaki fotoğraf Times Square meydanından metroya binmek için beklerken çektiğim bir fotoğraf.Nereye gidiyorduk acaba ya...Unuttum :)
NY'u gezmenin diğer bir yolu da şehir turu yapan , üzeri açık otobüslerle belirlenmiş rotalar üzerinde dolaşmak. İstediğiniz durakda inip, dolaşıp, başka bir duraktan gelen otobüse binip turunuza devam edebiliyorsunuz. Gezerken Tur operatörü her yeri ince ince anlatıyor.
Hava güzelse bu tur, denenebilir.Ama biz daha önce de dediğim gibi NY'u yürüyerek keşfetmek istedik böylece daha çok yer gördük.


Hava demişken,New York’a gideceğiniz mevsime de biraz dikkat etmek gerekiyor. Kış aylarında üzerinizdeki manto, şapka atkı gibi ağırlıklarla dolaşmak pek hoş olmuyor. Benim tavsiyem ilkbahar (Nisan ve Mayıs ) ve sonbahar (Eylül ve Ekim) aylarında gezmek… Biz Mayıs ayını tercih ettik ve herhangi bir sıkıntı yaşamadık.

Bir tavsiye de hava ne kadar sıcak olursa olsun, mutlaka yanınıza ince hırka tarzı birşeyler alın. Klimalar her yerde çalıştırılıyor, üşüyebilirsiniz. Üşüyebilirsiniz diyorum ama bu kişiden kişiye ırktan ırka farklılık gösteriyor sanırım. Amerikalılar askılı tişört ve kısacık şortlar içinde halinden memnun gözüküyorlar.


New York’lular için bu kentten başka yaşanacak yer yoktur.New York dışında bir yerde yaşamayı hayal etmek bile zordur.Alışmışlardır zamanla birbirleriyle yarış halinde olmaya. Hızlı yürürler, şık giyinirler,sabah sporlarını yaparlar, köpeklerini gezdirirler.Etraflarında olup bitenlerle ilgilenmezler çoğu zaman. NY daki herkes varlıklı ve gösterişli değildir.Paranın hüküm sürdüğü bu yerde bu tempoya ayak uyduramıyorsan o büyük gökdelenler arasında mutsuz bir hayat sürersin. Çok evsiz ve aç vardır, otobüs duraklarında gitar çalıp para toplayanlara da rastlanır.Onlar da New York'un sakinleridir.


New York’u sevenler kadar New York’tan nefret edenler de vardır. Onlarınkisi bir zorunluluktur.geldikleri şehri unutamazlar,işten çıkıp evlerine gider, kapılarını kapatıp günü geçirmeye çalışırlar.Alışamamışlardır bu kente, bu düzene, bu enerjiye.

Gez gez yoruldunuz mu? Şehirde yorulduğunuzda oturabileceğiniz çok güzel parklar var.Bunlardan biri de Bryant Park. (40-42.Sokaklar arasında).


Sokak aralarına girdiğiniz zaman çok güzel evler görebilirsiniz.
                                               Times Square den bir enstantane.
Times Square'de, gezmekten yorulan ve dinlenmeye çalışan insanlar.


Bu kentte sayısız radyo istasyonu ve televizyon kanalı vardır.Ve bir o kadar da gazete. Gazete bayilerinde Türkçe dahil  her dilde gazete bulunuyor.

Dünyanın en çok göçmen alan bu kozmopolitik şehirde ana dil olan İngilizce’nin yanı sıra ikinci dil olarak İspanyolca yaygın. Bu sadece New York da değil, benim yaşadığım eyalet olan Florida da olmak üzere tüm Amerika'da böyle. Çoğu zaman beni Hispanik sanıp İspanyolca konuşmaya başlıyorlar. Yahu ben zaten ingilizceyi zor konuşuyorum İspanyolca nasıl konuşayım!

NY' daki trafik yoğun olmasına rağmen, düzenli bir trafik uygulaması var.Sokaklar numaralı ve tek yönlü. Çift numaralı sokaklar doğuya, tek numaralı sokaklarda ise batıya doğru akıyor.Caddelerde ise trafik ya kuzeye, ya da güneye doğru tek yönlü.


                                  Bir başka Times Square manzarası.

Ünlü Broadway Caddesi

NYPD (New York Police  Department), polisler NY'de her yerdeler. Güvenle gezebilirsiniz.

Bizim gezdiğimiz gün , sokakta yarış arabalarının gösterisi vardı.Hayran hayran süper arabaların geçişini izledik.
Broadway showlarından birine gitmeyi çok istiyorduk, ama olmadı vakit ayıramadık.Eğer siz gitmek istiyorsanız, önceden internetten bakıp indirimli alabilirsiniz.Showun olduğu gün sokaktaki satıcılarda bilet satıyorlar.Ama sanırım biraz daha pahalı oluyor fiyatları.

Bu resimdeki arkadaş, Show afişini tutmuş bilet satıyor.



New York insanının kültür düzeyi yüksektir.Her beş kişiden biri üniversite mezunudur.Otobüslerde, metroda, metro beklerken yada kısaca her oturulan dakikalarda çantadan okunacak bir şeyler çıkar.
New York’da oteller çok pahalı, binalar çok eski, bu yüzden oteller ve odaları da eski. Biz NY'a ulaşımın rahat olacağı temiz ve güvenli güzel bir otelde kalabileceğimiz bir yer için New Jersey'i tercih ettik.Yarım saatte bir kalkan otobüslerle NY'a gidip gelmek hiç zor olmadı.Zaten sadece yatmadan yatmaya otele geldik.Bütün gün sokaklarda yorulup geldikten sonra kendimizi yatağa zor atıp anında uyuyorduk.
New Jersey' de çok Türk var.Market,kasap,berber,kuaför,cami,okul,kıraathane,pastane ve çok sayıda da restaurant var.Biz NY dan aç aç gelip, NJ deki Yakamoz Restaurant'da karnımızı doyurduk.Keşke burada da( Florida) böyle restaurantlar olsa.

 
Bu yazımla NY gezimizi sonlandırıyorum.Bir sonraki yazım Philadelphia gezimizle ilgili olacak.Hoşçakalın.

5 yorum:

♥ Ç!lekl! ♥ dedi ki...

super olmuss ozlem abla ellerine saglik...bakinca nasilda ozledigimi anladim ahh ahh oralar cok baskaydi...

Cafe Pepela dedi ki...

Özlem Hanım merhabalar.
Yazdıklarınızı,her kelam ve her heceyi müthiş keyifle okudum. (En sevdiğim:)
Bu tarz anlatım ve hakikatla yoğrulmuş öznel yorumlar çok ilgimi çeker,maşallah size.New York'a sırf alışveriş için gelebilirim,bilhassa small etiketli large'lar süper bir olay:) (Burada da tam tersi,minicik elbiselerde 44-46 rakamlarını görünce koca bir dumur yaşıyorsunuz)
Tanıştığımıza ziyadesi ile memnun oldum,vakit buldukça hepsini okumak istiyorum.Keyifle takip edeceğim.
Muhabbetle..

Ozlem dedi ki...

Sevgili C!lekl! k!z ♪♫ USA ♪♫, senin geri dönmeni bekliyoruz. :) Doy oralara da gel .Öptüm canım.

Sevgili CAFE PEPELA / Tavuk Suyuna Çorba Tadında, bloguma ziyaretiniz ve yorumunuz beni çok memnun etti.Sizin yazılarınız kadar hem göze hem gönüle hitap edemesem, anlamlı cümleler kuramasam da birşeyler karalamaya çalışıyorum.Ziyaretinizi her zaman beklerim.Sevgilerle.

Leydi'nin Günlüğü dedi ki...

Merhaba , bloğunuza bayıldım.. Resimler harika ,oradaymış hissini yaşattı bana.. Dilerim ben de ziyarette bulunur , bol bol fotoraflarım.Sizi takibe aldım bu arada. Benim bloğuma da beklerim. Kocaman Sevgilerimle..

Ozlem dedi ki...

Ziyaretiniz, guzel yorumunuz icin tesekkurler, tabiki ben de blogunuzu ziyaret ederim. Sevgiler.

Yorum Gönder

Yorumunuz icin tesekkurler.

 

Sample text

Sample Text